Teselli

İnsan, sürekli bir motiveye ve desteğe ihtiyaç duyar. Dünyamızın yaratılışı gereği her insan kendi içinde yalnızdır ve herkes sevgiye muhtaçtır. Bu yüzdendir ki, bazen sıkıntılar o kadar büyür ki, içindekinin hiçbir yere sığmayacağını düşünür. Bir baş ağrısı bile onun için bir kıyamettir artık. Böyle anlarda sığınacak bir yer arar. Kimi zaman bulunmaz bir tatlı söz olur, kimi zaman beyaz bir şarkının ismi olur. Ama vardır her zaman vardır ve tek önemli şey onu bulabilmektedir.

Herkes gibi bende aradım. Aradığımı rastlantı eseri "Another Earth" isimli bir filmde buldum. Şimdi, filmden fazla bahsetmeyeceğim. Konusu, klasik bir şekilde uzayda hayatın olup olmamasıydı. Beni asıl etkileyen, daha önce bunu düşünmeme rağmen sonsuz boşluktu. filmden sonra, içinde bulunduğumuz galaxy'nin resmini açtım ve sadece seyrettim. değil Dünya, içinde bulunduğumuz Samanyolu galaksisi bile o kadar küçüktüler ki..

Göz bebeğim artık bütün galaxiyi kapsıyordu. Dünyalar, Güneşler, gezegenler ve milyonlarca yıldız artık benim içimdeydi. Çünkü ben biliyorum ki, bu yerde ölçülebilecek bir ölçü yok, zamanın bir sınırı yok, tek var olan sonsuz boşluk.

Ardından, kendimden bukadar uzakken kendi iç dünyama baktım. Her şey okadar küçük ve değersizdi ki. Kafama takılan korkular ve düşünceler bir kum tanesinden farksızdı. Dedim ki kendi kendime "Evrende bu kadar küçük bir yer tutan şeyler için neden bu karamsarlık?" 

Zamanla insan kendini teselli edecek çok şey buluyor. Sıkıntılar hayatta var olduğu sürece onun teselliside olacaktır. Yine kendi kendime verdiğim tesellilerden biride kalbime ektiğim umut tohumlarıdır. Kalp toprağıma; gelecekteki güzel günlerden, gerçekleşebilecek hayallerden, geçmişin sararmışlığından uzak bir tohum yapıp ektim çoğu zaman. Gün geldi, geçmişin hayaleti ara sıra kapımı çaldı. O zamanda başımı yeşeren umutlarıma çevirip gülümsedim ve sessizce bekledim. Taa ki evde yok sanıp beni terkedene kadar. 

Bir gün kapıma yeniden gelirmi bilemem. Ama önemli değil, kalp bahçemde filizler var. Beni eskisi kadar sarmalayamaz dört bir taraftan. 

İnsan son bir teselli daha isterse eğer, teslim olmakdır. O bütün evrenin ve yaratılmış yaratılacak her şeyin sahibine sığınmakdır. İnsanlığın kendine vereceği en büyük tesellide budur zaten. Olanı olduğu gibi kabullenmek, hiç bir şey yapamayacağını kabul ederek rıza göstermek. İşte insan o zaman sırtlandığı yükün ne kadar gereksiz ve değersiz olduğunu anlayacaktır. 

Not: Bu yazıya çok önceden başlamıştım. Ancak şimdi bitti. Saygılar, sevgiler :)

Kemal Ünsaçan 

28•XI•12 


Posted via Blogaway


0 yorumlama:

Yorum Gönder

YORUMUNUZU YAZARKEN LÜTFEN ŞUNLARA DİKKAT EDİN;

• Anlaşılır bir türkçeyle yazmaya dikkat edin. (Türkiye'de yaşamamıza rağmen
böyle bir kural koymuşsam varın gerisini siz düşünün. Ben düşünmekten bıktım artık)
• Hakaretvari argo yorumlarda bulunmayın. (Hiç hazzetmem)
• Yorumunuzun konu ile alakalı olmasına dikkat edin. (E lütfen!)
• Yorum Formunu doldurduktan sonra,
Profil Seç -> ADI/URL bölümüne bir şeyler yazın ki körebe oynamak zorunda kalmayalım.
• En önemlisi, samimiyetle laubaliliği birbirine karıştırmayın.
• Kurallara uymayan yorumlar silinmektedir.
• Şimdi buyrun, can kulağıyla sizi dinliyorum.