Med Cezir


Med cezir olması için illaki suların Ay'ın hareketine göre gel-gite uğramasımı gerek. Pekala bu işi Güneş de yapabilir. Ama Güneşin etkisi sular üzerinde değil de insanlar üzerindedir bence.

Vel hasıl, Umutla ilgili söylenecek çok sayıda söz vardır. Bunlardan en meşhur olanı; "Gecenin en karanlık olduğu an, güneşin doğmaya başladığı andır." Bu sözü söyleyen atalarımız haklı olabilirler. Bunun terside mevcuttur ama kimse tarafından düşünülmez. Güneş en tepedeyken  karanlıkta ozaman kendini göstermeye başlar. Böyle gelmiş böyle gider, doğanın kanunu bu. Tam herşey güzel giderken kendini yeniden karanlığın kollarında bulursun.

Ne doğan ilk güneştir bu, ne batan son güneş. Bunu bilirsin ama yinede doğan her güneşi bir daha batmayacakmış gibi hissedersin. Her seferinde; aynı güneş, aynı gök yüzü fakat farklı bir zaman diliminde seni karşılar. Değişen zaman sana herşeyin değişebileceğini kanıtlamak ister. Yeni umutlar, yeni hüsranlar, yeni yeni yeni vs...

Güneş bu haliyle med cezir fikrini doğuruyor. Aynı okyanusdaki bir damla gibi; bir aşağı, bir yukarı...


Kemal Ünsaçan
24•X•12


Küçük Mucizeler Dükkanı - Debbie Macomber


Bu kitabı ilk olarak D&R'ın web sitesinde gördüm. Hakkında hiç bir şey bilmeme rağmen kendine çeken bir sıcaklığı vardı. Kısa bir süre içinde de alıp okumaya başladım. Gerçekten harika bir kitap.

Konusu, dört kadının bir tuhafiyede kurdukları arkadaşlağı ve gelişen dostluklarıyla beraber hayatlarında gerçekleşen mucizeleri anlatır. Hepsinin hayatından kısa kısa bölümler aktararak kitap devam eder. Yani başrolde dört kişi vardır. Lydia Hoffman, iki kez kanseri atlatmıştır ve hayatının kanıtı dediği "Bir yumak mutluluk"  isimli tuhafiye dükkanını açar. Jacqueline Donovan, yaşlı bir kadındır ve sadece tek oğlu vardır. Oğlu annesinden habersiz evlenir ve Jacqueline ilk başlarda bu evliliği onaylamasada sonraları kendini affettirmek ister ve Lydi'nın dükkanına giderek doğacak torunu için bebek battaniyesi örmek ister. Carol Girard, sürekli çocuk sahibi olmak ister fakat tıbbi açıdan imkansızdır. 3. Kez üp bebek yapmayı denerler ve bu son şanslarıdır. Carol bu sefer başarılı olacaklarına inancı tamdır ve tuhafiye dükkanınun önünden geçerken,  verilecek kursun afişini görür ve bebek battaniyesi örmek için o da tuhafiyeye adımını atar. Alix Townsend, kötü bir geçmişe sahip ve sorunları olan yalnız bir genç kızdır. Bir arkadaşı uyuşturucu kulanıyordur ve polise yakalanmamak için Alix'in çantasına saklar. Suçsuz olduğu anlaşılır ana yinede 1000 saat kamuya faydalı işlerde çalışma cezası verilir. Bu cezayı çekmek adına çalıştığı film kiralama dükkanının yakınındaki tuhafiyedeki kursa katılır. Kimsesiz çocuklara bağış yapmak adına bebek battaniyesi örmeye başlar.

Konusu ve kitap da geçen olaylarla çok gerçekci bir hikaye ortaya çıkıyor. Bir zaman sonra hikayenin içinde buluyorsunuz kendinizi. Tuhafiyede kursa katılan bir öğrenci de siz oloyorsunuz. Kitabın sonunda belki örgü örmeye bile başlarsınız :)

Yazarın üslubu ¬ 5+
Hikaye kurgusu ¬ 5+
Hikayeyi aktarımı ¬ 5+


Not: Bunu söylemeden geçemeyieceğim. Okuduğum her kitap bir şekilde o anki başımdan geçen olaylarla bir bağlantısı oluyor. Önceden buna algıda seçicilik diyordum ama sayıları artınca artık sıradan bir şeymiş gibi karşılamaya başladım. Bu kitapda da karakterlerin hayatlarında mucizeler gelişir ve hayatları değişir. Ben de bu kitabı okurken bazı olaylar oldu ve şu sıralar taşınmayı düşünüyoruz. Mucize dememin sebebide bir apartman dairesinden çıkıpda, çocukluğum en mutlu günlerinin geçtiği; bahçeli, iyi komşuların olduğu ve tek katlı şirin eve taşınacak olmamızdır. Umarım bu benzetnede siz de bana hak verirsiniz..



YAKALADIĞIM GÜZEL CÜMLELER





DEBBIE MACOMBER





Kasandra'nın Aynası - Bernard Werber


Bernard Werber'in okuduğum ilk kitabı 'Kasandra'nın Aynası'. Hoşuma giden bir kitap oldu. Yazarın araştırmaları ve bilgi birikimi gerçekten etkileyici. Notlarında, bu kitap da geçen bazı olayları bizzat kendisinin yaşadığından bahsetmiş. Ama bunları hikayeye yerleştirirken kitabın konusunun dışına çıktığı zamanlar olmuş. Hikaye güzel, yazarın dili harika. Fakat bunu okuyucuya aktarırken hataları göze çarpıyor. Örnek verecek olursam; Psikopat bir okul müdürü Kasandrayı kaçırmıştır ve Kasandranın arkadaşı Kim onu kurtarmaya gelir. Kim, Müdür ile bir yandan kavga eder ve aynı zamanda onu nasıl bulduğunu anlatır. Bu anlatma sahnesi 10 satırlık bir konuşmadır. Sahneyi gözünde canlandıranlar böyle bir şeyin olamayacağını farkeder.

Kitapdaki karakterler yazarın aynası gibidir. Hepsi aynı felsefeye sahip. Bir pastacı dan tutun da bir bakana kadar hemen herkes birbirine benzer cümleler kuruyor. Karakterler çok sönük, eş sesli hepsi. Gerçekci değiller ve çok abartılılar. Olaylar sırasında Kasandra bir bulutun içinde, o varsa dünya dönüyor gibi, onun dışında olaylar gelişmiyor. Dünyanın merkezinde Kasandra varmışcasına bir hikaye. Ama yinede hakkını vermek gerek

Yazarın üslubu ¬ 5+
Hikaye kurgusu ¬ 5-
Hikayeyi aktarımı ¬ 4-

ARKA KAPAK


YAKALADIĞIM GÜZEL CÜMLELER









Yeniden Nefes Almak


Ara verdiğim okuluma dün ilk adımımı attım. Artık İç Mimarlıkta 3.Sınıftayım bu yıl. 

Okula 1 sene ara vermiştim. Ara sona erdi ve yavaş yavaş derslere başlamaya karar verdim. Başlığın ismini yazmama sebep olan şey ise bir arkadaşımın "Peki nasıl bir duygu?" Sorusu oldu. Çünkü sağlık sebeplerinden dolayı uzun zamandır ne okula gittim ne de derslerle ilgilendim. Kelimenin tam anlamıyla dün yeniden nefes almaya başladım. Uzun zamandır içinde bulunduğum psikolojik durum zaman zaman beni bunalım noktasına getirmişti. Dün itibariyle bu durumdan kendimi uzaklaştırıp her şeye kaldığım yerden devam etmeye karar verdim. Ama bu zaman içerisinde bana büyük destek olan insanlara, kitaplarıma ve tablet bilgisayarıma teşekkürü borç bilirim :) 

Kısacası dün, tanıdığım insanlarla yeniden tanıştım. Daha önceleri göremediğim ince ruhlu insanları fark ettim . Ya da odunumsu varlıkların iç yüzlerini görmüş olarak ona göre muamele ettim. Ne hayatı çok hafife almayı ne de tüm yükünü sırtlanmayı, sadece An'ı yaşamayı öğrendim. 

Yani yeniden nefes almayı öğrendim. Sanki uzun süre nefesimi tutmuşum ve yeniden oksijene kavuşmuşum gibi. Ama şimdi her şey çok farklı. Her şey çok değerli benim gözümde. Hayatı geldiği gibi yaşamak gerek. Ve ben nefes almaya devam ediyorum. Ohhh... 


Kemal Ünsaçan 
04•X•12