SON

Düpedüz yorgunluk işte bu. Bir projenin, bir dönemin, bir senenin, bir okulun ve sekiz yılın..  Artık kitap okumak, film izlemek, oyun oynamak, yazmak, yolculuklarla uzaklaşmak, kaybolmak ve kendimi yeniden bulmak istiyorum. Herkesden ve herşeyden uzakta... Sonra durulmak, kendimi yeniden bulmak, bıraktığım yerden yaşamak ve hayatın içinde kaybolmak istiyorum. Sıradanlığa kapılmadan ama olması gerektiği gibi. Monoton ama esrimelerle dolu. Özümseyerek veya gülümseyerek... Çok karmaşık olan hayatı ince bir süzgeç altında yaşamak istiyorum. Basit şeylerden zevk almak, onlar için saatler harcamak, sonra herşeyi yeniden başlatmak...

Üstteki yazıyı bir hafta önce derslerden sıkılınca yazmıştım. Şimdi kafam daha bulanık ve sisli. İki gün öncesiyle aynı ruhta mıyım bilmiyorum. Şimdiki hava daha farklı. Garip, sıkılgan. Çarşamba günü son jüri de bitti. İçimde garip bir boşluk var. Alışmışım bu maratona, verdiği yorgunluklara, heyecana... Nasıl dolduracağımı bilmiyorum. Dün odamı toplarken fark ettim, çoğu şeyi bir dahaki makede kullanırım diye boş yere saklamışım...
Okul bitti! Bir dönem, bıraktığım yerden sürdürmek istediğim, her duamın içine aldığım okulum...  Sanki şimdi, bitti derken "öldü!" der gibiyim. Birbirine karışıyor ve hangisi olduğunu seçemiyorum. Taksit taksit okuduğum için üzülemiyorum da. Sevinmek? Sanmam. Sonu olan şeyler üzücü oluyor... 
2009'da başladı üniversite, 2017'de bitti.  Altı yaşında başladığım süreç yirmi altı yaşında sonlandı. Garip duygular içerisindeyim.


S  O  N

A.Kemal Ünsaçan
09•VI•17