Bir kabustan daha fazlası (e.y)

Bir şeylere ara vermek iyi olmuyor. Özellikle bir süre yazmayınca girizgah cümleleri ölüyor. Şuan içimden yazmak gelmiyor ama buna mecburum!

Bu sene yeniden okula başladım. Bu hafta sınavlarım vardı. Başlarda güzeldi ama dün herşey üstüste geldi. Sabah gözümü açtığımda kendimi Narnia'da gibi hissetmiştim. Heryer karlar altındaydı. Halbuki bir gün öncesinde okula kısa kollu tişörtle gitmiştim. Bu yüzden böylesine ani bir mevsimsel değişim beni epey şaşırttı. Fakat ben, o sabah, gün içinde başıma geleceklerden habersizce bardakların yarısını suyla doldurmakla meşguldüm. Çünkü uyandığım sabahın penceresi, bu dünyada ilk gözümü açtığım güne açılıyordu. Doğum günümdü yani. Kendi kendime dedimki; "Bak hertaraf krema olmuş, doğa sana doğum günü pastası hazırlamış." Şapşallığa bak. Ben hayata 1-0 yenik başlamışım haberim yok.

Neyse, ben kasedi biraz ileriye sarıyım. Son sınav akşam vaktine denk geliyordu. Ve kar hâlâ durmamıştı. Yapıştırdım kağıdı masaya, boyuna çiziyorum. Tam da bu sırada elektrikler gitmezmi. Zifiri karanlığın içinde kaldık. Hemen çıkardım tablet bilgisayarımı ve onun ışığında çizmeye başladım. Ama benim sınavım daha elektrik gitmeden çok önce düşüşe geçmişti. Kulağımıza öyle haberler heliyorduki, korkmaya başlamıştım. Sınav mınav hepsi silikleşti. Birisi geliyor, "Tüm kampüste elektirikler kesikmiş," diyor. Başka birisi, "Trafik çok kötü, çabuk bitirin," diyor. Nihayet bizim elektrikler de gidince bazı hocaların asansörde mahsur kaldıklarını öğreniyorum. Daha da kötüsü, aşağıya inebilmek için benim de o asansöre binmem gerektiği. Sınıf ikinci katta ve benim bunu hatırlamamla işlerin hepten sarpa sarması bir oldu. Kağıdıma baktığımda tabletin tüm gücüyle aydınlatmasına rağmen kararmış olduğunu gördüm. Bilmeyenler için söyleyim, sınav kağıdını temiz kullanmak bir içmamarlık öğrencisinin uyması gereken kuralların başında geliyor. En azından bizim okul böyle.

Sınav kağıdını elimden geldiğince parçalamamaya çalışarak hocaya teslim ettim. Yaklaşık yarım saat asansörün kapısında bekleyerek bomboş ve karanlık koridorları kabuslarla doldurdum. Elektrik geldiğinde aşağıya inerken hâlâ bir kâbusun içindeydim. Ya ben içindeyken de giderse? Şuan için harflarin oluşturduğu basit bir soru cümlesi gibi geliyor ama o zaman o harflerin yerinde karabasanlar vardı.

Daha buraya yazamadığım neler neler var. Sıkıntı 1 değilki. Bugün sınavlar bitti de biraz rahatladım. (Ama nedense RAHATLADIM yazarken bu kelime bana çok yabancı geliyor)
Tamam, sustum. Daha yazardım ama yazmayacağım. Düzeltmeler yapmadım ama şimdiden çok çocuksu gelmeye başladı. Sanırım yazmayı unutmuşum. Ya da hissettiğim duyguları tam olarak anlatamıyorum. Bu durum can sıkıcı olmaya başladığı için nokta koymak zorundayım.

NOT: e.y ertelenmiş yazılar oluyor. Aslında bu yazıyı bir ay önce yazmıştım ama girişte yazdığım gerekçeden ötürü bir türlü bloguma koyamamıştım. Daha fazla ertelemenin manası yok. Bundan sonra gelecek yazıma tüm yarım kalan veya yayınlanmamış yazılarımı koyup kurtulacağım.

2. NOT: Bahsi geçen sınavdan 85 aldığımı öğrenince kendimi Einstein gibi hissettiğim dedikodularına tek bir cevabım var. Kesinlikle öyle oldu :) 

S  O  N

A.Kemal Ünsaçan
26•XI•14


0 yorumlama:

Yorum Gönder

YORUMUNUZU YAZARKEN LÜTFEN ŞUNLARA DİKKAT EDİN;

• Anlaşılır bir türkçeyle yazmaya dikkat edin. (Türkiye'de yaşamamıza rağmen
böyle bir kural koymuşsam varın gerisini siz düşünün. Ben düşünmekten bıktım artık)
• Hakaretvari argo yorumlarda bulunmayın. (Hiç hazzetmem)
• Yorumunuzun konu ile alakalı olmasına dikkat edin. (E lütfen!)
• Yorum Formunu doldurduktan sonra,
Profil Seç -> ADI/URL bölümüne bir şeyler yazın ki körebe oynamak zorunda kalmayalım.
• En önemlisi, samimiyetle laubaliliği birbirine karıştırmayın.
• Kurallara uymayan yorumlar silinmektedir.
• Şimdi buyrun, can kulağıyla sizi dinliyorum.