Zor Yıllar-Charles Dickens


"Kırmızı tuğlaların kentiydi. Ya da dumanla küller izin verseydi, kırmızı tuğladan bir kent olacaktı. Şimdi ise bir yerlinin boyalı suratı gibi kırmızı siyahtı. Fabrikaların ve yüksek bacaların kentiydi. Dumanlar, bacalardan sayısız yılanlar gibi yükselip birbirine dolanıyor, hiç çözülmüyordu...  Kapkara bir kanalı,  kötü kokulu, mor boyalı suların aktığı bir nehri, pencerelerinden bir yığın gürültünün yayıldığı fabrika binaları, deli bir filin başını sallaması gibi inip kalkan buhar pistonları vardı. Birbirine benzeyen bir iki büyük caddeyle, birbirine benzeyen bir yığın küçük sokakta, birbirine benzeyen bir yığın insan, aynı saatte gider gelir, sokaklarda aynı sesleri çıkarır, aynı işi yaparlardı. Her günleri bir diğerine benzer, her yılları bir öncekiyle bir sonrakinden farklı olmazdı."

Charles Dickens bu tasviriyle okurlarında bir tepeden Coketown şehrini seyrediyorlarmış gibi bir izlanim uyandırıyor. Olayların kurgusu ve gerçekliği, aynı zamanda onu okurlara aktarması sizi tam anlamıya kitabın içine çekiyor. 

Zor Yıllar kitabı 1854 yılında yazılmış. Yazar, o dönemlerde sanayinin ve makineleşmenin getirisi olan, bir dönem kendisininde aralarında bulunduğu işçi sorunlarından ve toplumda meydana gelen zengin ve fakir sınıf ayrımından bahseder. Bay Gradgrind, ünlü bir beyefendidir. Her şeyi mantık ve sayısayal değerler çerçevesinde çözümler. Kendi okullarındanda bunun eğitimini verir. Gradgrind, kızı Louisa'yı ve oğlu Tom'u böyle yetiştirir. Kendince yaptığının doğru olduğunu düşünür ama kızı ve oğlu çocukluklarını elinden aldığı için babalarına öfke duyarlar. Yine bir beyefendi olan ve Gradgrind'in dostu olan Bounderby, Tom'u işe alır. Bounderby banka işletmektedir. Tom da babasından ve eğitim sisteminden kurtulmak için bu işi seve seve kabul eder. Serbest kalıca kötü alışkanlıklar kazanır. Kızı Louisa'da evlenme çağına gelmiştir. Aralarında otuz yaşın önemli bir sorun olmadığını düşünen babası, kızını Bounderby ile evlendirir. Kızı sırf kardeşinin yanında olabilmek için bu teklifi kabul eder. İyi huylu Louisa kardeşinin yqptıklarını öğrenir ve buna göz yumar. Hayatta, babasının sayılarından başka bir şey görmemiş olan Louisa, Bounderby'nin yanına iş için gelen genç Harthouse'e gönlünü kaptırır. O sıralardada Bounderby'nin bankası soyulur ve suç Stephen Blackpool adında bir işçinin üstüne kalır. Blackpool şehir dışındadır ve suçsuz olmasına rağmen başına ödül koyulur. Zenginlerin acımadan fakirleri ve işçileri ezdiği yıllar, Zor Yıllar olarak anlatılır. Yazar her açıdan kendini alkışlatan bir eser ortaya çıkarmış. Eski ama hâlâ ölümsüz bir kitap. Charles Dickens kitabın son satırlarında da okurlarına seslenir;

"Bizim yaşamımızda da benzeri olaylaın olup olmayacağı bize kalmış. Gelin, yaşamı oluruna bırakalım!

Şöminelerimizin karşısında oturmuş, ateşimizin sönmesini izlerken, yüreğimizin yükü daha hafif olacaktır."

YAKALADIĞIM GÜZEL CÜMLELER










Oyunlar ve Püf Noktaları 2


Daha önce oynadığım oyunları ve püf noktalarını burdan tanıtmıştım. Şimdi o yazıya ikincisinide eklemek istedim. Bu oyunlar; Farm Ville 2, Sims Free Play, The Smurf, Indestructible, My Horse, Minecraft PE, Age of Wind 2, Beach Buggy Blitz. Unutmayın, bir oyunu yeterince çok oynarsanız mutlaka bir püf noktasını, oyunun hatası olan açık bir kapıyı bulacaksınız. Benim anlattıklarımda anlamadığınız bir yer olursa alt kısımdan yorum olarak bana sorabilirsiniz. İyi eğlenceler.. ;)

Farm Ville 2:
Bu oyunu bilmeyen yoktur sanırım. Sanal çiftlik oyunu. Facebook üzerinden oynanıyor ve milyonlarca takipçisi var. Oyunu anlatmama gerek yok sanırım. Benim anlatmak istediğim, kendi bulduğum basit oyunun püf noktaları. Bu şekilde kolay para kazanabilirsiniz, özel çiftlik eşyalarına ve özel hayvanlarına bedava sahip olabilirsiniz. Hemde ek program indirmeden, bilgisayarın saat ayarlarıyla oynamadan ve hiç bir hileye başvurmadan yapabilirsiniz. Bunun için iki yol var. Ben bunları "büyük vurgun" ve "küçük vurgun" olarak adlandırdım.

Büyük Vurgun; bu biraz zor bir süreç. Bende şimdiye kadar 5 kere yapabildim. Öncelikle çiftlik komşularınızı teker teker ziyaret ediyorsunuz. Ne kadar çok, o kadar iyi. Bu sayede bilgisayarınız yoruluyor ve kafası karışıyor. En son gittiğimiz bir çiftlikte işimiz bittikten sonra "Eve dön" yazısına arka arkaya basıyoruz. Bir süre sonra Flash Player hata veriyor "Sayfayı sonlandır" ve "Bekle" diye iki seçenek çıkıyor. Bekle diyip eve dön'e basmaya devam ediyoruz. Kısa bir süre sonra bilgisayar, komşunuzun çiftliğini sizin gibi görüyor. Sonrasında objelerin üzerine gelip sağ tuşa tıkladığınızda istediğinizi envantere taşıyın istediğinizi satıp parasını alın. Tarlaları ve ağaçları hasat edin. Kuyudan su çekin. Korkmayın, tamamen oyunun açık bir kapısıdır bu. Siz o çiftlikten çıkınca arkadasınızın çiftliğinde her şey eski haline gelecek ve aldıklarınız sizin envanterinizde duracak. Ama bunu herzaman yapamıyorum. Benim bilgisayarım yavaş olduğu için kafası daha kolay karışıyor. Bunlarde Walter'ın çiftliğinde yaptığım büyük vurgun.

İLK HALİ

SONRAKİ HALİ


Küçük Vurgun; Bu biraz daha kolay. Tek farkı tarlaları ve ağaçları hasat edemiyorsunuz. Bunun için, direk gideceğiniz çiftliği açın. Açıldıktan sonra "Eve dön" yazısına tıklayın ve kendi çiftliğiniz açılmak üzereyken, eve dön yazısı gri renkte gözükürken (yani düzenleme, pazar, envanter menüleri çıkmadan önce) hemen gideceğiniz çiftliği açın. Yine aynı şekilde bilgisayarın kafası karışıyor ve menü düğmesini sizin çiftliğiniz yerine gittiğiniz çiftliğee koyuyor. Bravo, istediğiniz şeyi alın :) Marie'ye yaptığım küçük vurgunlardan biri.



Sims Free Play:
Daha önceki yazımda oyunun püf noktalarını anlatmıştım. Şimdi sadece oyunumdan bir resim paylaşacağım. Paraya dikkat ederseniz bunu sadece hayaletleri yakalayarak yaptım.




The Smurf:
Malesef benim oyunumda patladı. Bir türlüde geri getiremedim. Ama oynarken tarih ve saat ayarlarını değiştirerek oynamaıştım ve bu şekilde hızla ilerledim. İşte bu görüntülerde oyunu silmemden önceki son hali. Sağdan sola doğru Şirinler köyüm.







Indestructible:
İtiraf ediyorum bu oyunun bağımlısı oldum. Ama her şey çok pahalıydı ve yeterince keyif vermiyordu. Bende hileye başvurdum. Sizde yapmak isterseniz buraya tıklayın. Bunlarda benim araçlarım (Yabi bütün araçlar) Paraya dikkat edin ;)






My Horse:
Kendi sanal at çiftliğinizi kuruyorsunuz. Daha çok para kazanmak ve XP nizi hızla arttırmak için. Care ve Work task lara tıklayın ve oyundan çıkmadan cihazınızın saatiyle oynayın. Ben böyle epey para kazandım ve harcadım. Tarihi eski haline getirmeden önce oyunu kapatın ve geri alın. Ama uyarıyım, enerji en son gittiğiniz tarihten günümüze doğru geri sayıyor. Bir kaç günden fazla gitmemenizi tavsiye ederim. Bir gün gidin, eski haline getirin sonra tekrar bir gün gidin. Sizde benim gibi 1 ay beklemek zorunda kalmayın :)







Minecraft Pocket Edition:
Hilesi falan yok. Sadece hayal gücübüze kalmış bir oyun. Basit ama çok güzel. Bunlarda benden ;)




















Age Of Wind:
Tablet bilgisayarıma indirdiğim ilk oyunum. Önceden sadece 2 tane küçük gemi satın alabilyordunuz. Bunun için Full versiyonunu almaya kafaya koymuştum. De Medya oyun şirketi oyunu satın aldıktan sonra buna gerek kalmadı. Çünkü bütün gemiler kullanılabilr hale geldi. Bende ilk olarak Uçan Hollandalı'yı aldım tabi. İşte oyunun en güçlü iki gemisi. Denizler sizi bekliyor ;)




Beach Buggy Blitz:
Bağımlılık yapan bir oyun buda. Zevk alarak oynadığım için hilesi varmı diye araştırmadım. Bunlarda arabalarım ;)





Kemal Ünsaçan 
10•I•13